Bankaların komisyonu yüksek. Genelde midas kullananları duyuyorum ve ya Ibkr olabilir.

bankaların bu konuda hantal olduğunu duydum. midas kullanabilirsiniz.

Midas kullanıyorum. İş bankası ile almak istesem işlem başına 15 dolar kesiyor. Üstelik parçalı hisse alma yok. Microsoft'un 1 hissesi nerden baksan 4.500 lira zaten. Tesla desen onun 3 katı neredeyse. Parçalı almak ve 1,5 dolara işlem yapabilmek için Midas'ı tercih ettim. Uygulaması da oldukça pratik. İş bankası tam bir işkence. Bu arada Midas'ta sadece ABD borsaları var. Yakında BİST'te gelecek deniyor ama Avrupa, Uzakdoğu hisseleri vs. yok.

Sözlük kuralları spesifik olarak değişmedi sadece klasik moderasyon ekibi olmadığı için kanuni bir durum olmadığı sürece uygulanırlığı en düşük seviyede tutuluyor, ayrıca edit sebebi belirtme gibi bi zorunluluk yok tabii ki, o yazarın "fikrim sabit bazı değişiklikler yaptım o nedenle edit oldu" tadında mesaj verme kaygısı.

Kurallarla ilgili en radikal iki karar dhyzb (daha önce yazılmış zaten bu) kuralının kaldırılması ve gezi direnişi sırasında çıkarılan 'dezenformasyon' kuralı. Bu ikisi dışında ciddi kural değişikliği olmadı. Sadece uygulamada değişiklik oldu. Bunun sebebi de Webrazzi olayı nedeniyle tüm moderasyonun istifa etmesiydi. Bu olayın ardından kanzuk daha fazla küfür yemesin diye moderasyon işemlerini moderatör adıyla değil, 'ekşi sözlük' anonim ismiyle yapmaya başladılar ve kuralların birçoğu görmezden gelindi.

Aslında hala tanım, tanım devamı, alıntı ya da bkz. değil kuralı var ama işlerine geldiği gibi kullanıyor modlar. Spor başlıklarına girersen tanım entry yok neredeyse ama Wolf Pub'da dayak yiyen yazarı başlığı gündeme getirmek için entry girdiğinden uçurmuşlardı. Sözlükte ciddi bir inifial oluşunca tükürdüğünü yalayıp tekrar yazar yaptılar. Kanzuk da "ben olaya baktım mod hata yapmış" dedi. Yani sözlükte infial olmasa modun hatası nedeniyle herhangi biri çok rahat uçurulabiliyor. Bu da garip.

passat aldim ben yayla gibi. herhangi bir d sinifi arac isinizi gorecektir. ben de amerika'dayim soru varsa yardimci olmaya calisirim.

sedan astra deneyebilirsiniz. toyota auris kucuk arac icin dusunulebilinir

@ala09, soylediginiz arabalar amerika'da yok. opel marka olarak yok, auris model olarak.

Soru amerika ile alakalı olduğu için bu sorunun bence sorulması gereken yer;
Reddit r/whatcarshouldibuy

Bu arada benim bildiğim hybrid uzun mesafe değil kısa mesafe/sehir içinde işe yarıyor.

Toyota camry al geç. Göçmen arabası.

Toyota camry+1

benim boyum 188. arkamda oturanların da boyu 180 civarı. elantra'da herkes rahat bir şekilde seyahat ediyoruz.

en az d, mümkünse e segment araba bakacaksın. c segmenti küçük olur. o segment dediği şey arabanın ebatı zaten. ebatla birlikte çeşitli lüksler de gelip gidiyor.

Ford Fusion da (TR'deki Mondeo) epey geniş ve uzun. Hem US üretimi olduğu için bütçeye de uygun olur. ABD'de Avrupa araçları biraz problemli olabiliyor. Aylarca para bekleyenler var.

alman marklarının (audi, bmw, mercedes) sedan ve sw segmentlerınde leg room geniştir. çünkü boy ortalamaları uzun.

Yıllık enflasyonun %160 olduğu ortamda fiyatların azalması pek mümkün görünmüyor.

Su an euro bazinda ucuza bile satiyorlar bu markalar

geçen ay barcelona'daydık, intditex grubu (zara bershka vs falan) ispanyol olmasına rağmen Türkiye'de oraya göre en az %25-30 daha ucuza satıyor. keza h&m, Tommy falan gibi markalar da öyle. bizdeki fiyatlar globale göre inanılmaz ucuz. gelen her misafirim bavul bavul eşya götürüyor yurtdışına. o yüzden fiyatların düşme ihtimali kesinlikle yok diye düşünüyorum.

apple ürünleri bile amerika ile aynı şu anda. almandan daha ucuza alıyoruz resmen. bi de tax free yapsan dünyanın en ucuzu olacak.

giderek yukselecek

Korkarım artık turist ve çok zengin dışında biz alamayız.

1. Dolandırıldım.
2. 200-300 lira gibi bir şeydi.
3. Online alışverişte ürünü göndermeme.

Tabi o zamanlar cashback gibi bir şey olduğunu bilmiyordum. Neyse deyip geçmiştim.

dolandirildim
50tl, yil 2007 veya 2008
knight online gb almak istedim msn'de birinden, vermedi gbleri
:)))))))))))))))

Birkaç kere denediler de ailecek hiç yemedik neyse ki.

- Yıllar önce annemi "polisler" arayıp para istemişlerdi, annem baya bankadan para çekmeye giderken uyanıp o zamanlar emniyet müdürü olan yakınımızı arayıp sormayı akıl etmişti.
- Yıllar önce (msn messenger zamanları, o kadar önce) "arkadaşım" param bitti, kontörüm kalmadı vs diye benden para koparmaya çalışmıştı, msn'ini çaldırmış, telefonla ulaşıp doğrulatayım dedim, böylece yemedim.
- Spor salonu muydu, güzellik merkezi miydi, öyle bir yer arayıp sözleşme yapmışsınız, senet imzalamışsınız, şu kadar borcunuz var, bugün bu kadar öderseniz hallederiz değilse icraya veriyoruz diye para koparmaya çalıştılar. Hele siz durun, avukatımla görüşeyim sizi o arayacak diye tepki verdim, kapattılar telefonu.

En ciddi ve yeni olanını sona sakladım, bu yönteme dikkat.
- 1-1,5 yıl önceydi sanırım, eşimi aradılar, İş Bankası'ndan arıyoruz dediler, kesinlikle hiçbir kişisel bilgi sormadılar. "Görüşmemiz kayıt altına alınmaktadır" diye başladılar. Bilmemne kredisine hak kazandınız, mobil bankacılık üzerinden şunu yapar, bunu eder, buradan bir bakarsanız şöyle bilgi alacaksınız diye kredi çektirmeye çalıştılar. "Hayır efendim, şu an kredi çekmiyorsunuz bu sadece ön başvuru, bilgi amaçlı" falan dediler. Son adımda onaylasaydı kredi çekmiş olacaktı, oraya kadar ilerledikten sonra eşim görüşme kaydının numarasını isteyip üsteleyince sinirlenip telefonu suratına kapattılar.

Burada olay şeymiş, krediyi çektirdikten sonra "aa yok, hesabınıza para geçmemesi gerekiyordu, bir yanlışlık olmuş. Siz şimdi o parayı şu iban'a yollayın, biz sistemden düzelteceğiz" diye parayı kendilerine göndertip ortadan kayboluyorlarmış. Bunu da banka müfettişinden öğrendik sonradan.

1. Dolandırılmadım. Dolandırılmaya çalışan oldu.
2. Dolandırılmadım.
3. Hepsiburada'da işe alım müdürüyüm diye kendini tanıtan biri SMS attı part time çalışan alacağız diye. Zaten direkt dolandırıcılık olduğu belli de, eğlenmek için inanmış gibi yaptım. akabinde saçma sapan bir siteye (stz shop bilmem ne diye bir site) yönlendirip üye olmanı istiyor. Üye olunca 50 TL bonus direkt yatıyor diyor. Sonra üyelik seviyeleri varmış. VIP-1'i aktifleştirmek için 100 lira yatırıyormuşsun, görevler açılıyormuş. Görevleri yapınca 190 lira kazanıyormuşsun. Böyle böyle seviyeleri açıp en son VIP-6 olmak için 5 bin yatırıp 18 bin alıyormuşsun.

Ben de "100 liram yok, bana borç verirseniz 190 lira yattığında size iade ederim" dedim. Ben kurumsal bir firmanın çalışanıyım size borç veremem falan diyor. Koskoca hepsiburada'nın işe alım müdürüne 100 lira koymaz falan dedim. Arkadaşlarınızdan borç alın diyor. Arkadaşım da yok, lütfen siz verin dedim. 100 lira bile yatıramayacaksan yoksulluktan nasıl kurtulacaksın diyor. Bu arada cevaplar direkt google translate, çok belli. Hee işe alım müdürünün adı da 'Alyssa'. lol

En sonunda sizi savcılığa şikayet ettim dolandırıcılık girişiminiz nedeniyle dedim. Direkt engelledi. Hepsiburada'ya da haber verdim, şu numaradan böyle bir SMS gönderiliyor bilginiz olsun diye. OK ilgileneceğiz dediler.

Hikaye bu kadar. Dün değil önceki gün oldu bu olay.

1. eski ev sahibi dolandırdı. bir de instagram'da kedi evi satan yer.
2. eski ev sahibi 5-6 sene önce 5k dolandırdı. instagram'da kedi evi satan yer 200 civarı.
3. ees esnaf adam, vergi sorunum var, bir süre elden kira vereyim dedi. ok dedim. 6 ay elden kira verdim. 6 ayın sonunda ilamsız icra tebligatı geldi, kirasını ödememişim. telefon açıyorum, engellemiş. tebligatta yazan avukata gittim. bana 2k ver, evi boşalt, depozitoyu da alamazsın dedi. 5k ya inanılmaz bir ders almış oldum.

ikesy de benim bulduğum bir yer değil. kız arkadaşım gönderdi, aa ne güzel kedi evi dedi. ben de ona sürpriz yapmak için almak istedim. banka havalesi istedi. verdim ve engeli yedim. bir daha asla.

dolandırılmama hikayeleri de var.

sahibinden'de kulaklık satıyordum. whatsapp'tan biri yazdı. amerikan askeriymiş, bana kargola parasını vereyim dedi. önce para sonra kargo dedim. no dedi. önce amazon gift card, sonra kargo dedim. uyandı. what gave me away, dedi. epey muhabbet ettik. hadi ortak olalım, türkiye'de ingilizce bilen adam bulamazsın, böyle emek harcarsın ama adam anlamaz, dolandıramazsın dedim. google translate kullan dedim. önceden hazırlanmış 4-5 paragraf metni dan diye gönderiyorsun, scammer kokuyor zaten dedim. amerikan askeriyim ama Adana İncirlik'teyim de, dedim. adam neden başka ülkeye yollasın malını dedim. sana güvenebilir miyim, türkiye'den birinin adresine ihtiyacım var. kargo gelince bana gönderirsin, parayı kırışırız dedi. güven 5k dolardan başlar, yatırım gibi düşün dedim. orta parmak gösterdi, engelledi.

neyse 1 sene falan geçti. aynı numaradan bir mesaj. fotoğrafta asyalı bir kadın. telefonumu karıştırırken bu numarayı buldum. daha önce konuştuk mu, diyor. komedi yemin ediyorum.

1. Dolandirildim
2. 10 sene kadar once sahibini tanidigim bir seyahat acentasindan aldigim ucak bileti, $1500 kadar.
3. Bileti aldik ucaga binemedik. Benim gibi 250-300 kisinin bilet paralarini cebine atip uzadi eleman. Ayni bileti iki kere almak zorunda kaldik ucmak icin..

dolandırıldım,
880 dolar,
ortak bir havuza yatırdığım paradaki havuz yok oldu

Arkadas aradi hastanedeyim cocuk dogdu acil para lazim dedi.
Dolar karsiligi 200 dolar gibi bi para attim.

Cocuk 4 yasina basti hala para gelecek.
Ayda bir gorusuyoruz :D

Karmasik dolandirilma hikayeleri bende tutmuyor, usengec adamim banka sifremi bile 3 kerede girebiliyorum. Mobil app yok.
Normal eft yaparken yanlis tusa basiyorum zaten.

Bu sitede dolandirildim. Sonra 10 katını geri aldım.

Bilenler bilir (xd) herkesten ödünç eşya/borç para alıp vermeyen bir abla vardı. Nikini sürekli değiştiriyor tabii. Kedi yavrusu ameliyat ettireceğini söylemişti. 100 TL gönderdim. Ortadan kayboldu. Birkaç kişi daha varmış böyle 100-200 TL gönderen. Savcılığa şikayet ettik. 925 TL (evet 25) göndermiş 1 yıl sonra xd

Bu sıcakta onlar bakmadan siz çıkarırsınız zaten. Konserde biraz garip. Çünkü hastalıktan çekiniyorsanız kalabalığa girme riskini hiç almamanız lazım.

Ben maske takanlara hiç garip bakmıyorum. Nerden bileyim, belki astımı falan var. Belli ki bu virüs hiçbir zaman yok olmayacak. Maske takıyorum diye ömür boyu konsere de gitmeyeyim mi?

Bu aralar epey konsere gidiyorum (hem kapalı hem açık alan) ve maskemi hep takıyorum. Başkaları da olabiliyor. Nasıl rahat ediyorsanız öyle hareket edin, bu konuda kimseye hesap vermek zorunda değilsiniz.

Etrafı boşver tak bence

açık havada takmanın bi anlamı yok gibi. Kapalı alansa ben de takmak isteyebilirim.

Fakat madem takacaksın FFP2 tak işe yarasın. Düz beyaz maske sadece psikolojik olarak korur :D

kalabalığın olduğu tüm kapalı mekanlarda takmaya devam ediyorum.
niye garip görünsün.
hele ki şu günlerde çöl tozu, orta doğu tozları havada uçuşurken bence herkesin takması gerek.

gittim ffp2'mle, kimseyi sallamadım güzel vakit geçirip döndüm.
herkese selam

20 dolarla binance'te bişi olmaz pek. Metamask varsa pancaketen shitin shiti bişi al (pıyasa da uzun sure bulunanlardan) kapat hesabı hıc bakma.

Anca böyle olur, belki şansın yaver gider.

Yatırım tavsiyesi değildir.

O 20 dolara çok ihtiyacın yoksa bırak kalsın. Hiç işlem yapma. Hangi varlıktaysan orda bekle. 2-3 yıl sonra bakarsın duruma. 20 dolarını çıkarsan ne geçecek eline? 20 dolar. O da 320-330 lira falan. Gerek yok.

öncelikle 20 dolarla zengin olamazsın.
seçenekler:
1- BNB al, vault'a at. hem bnb'ne ufak bir faiz işler, hem de launchpad projesi coinlerden bir şeyler gelir.
2- USDT al faize at.

uzun vadede değer kaybın olmaz.

1) belgenin imzalanma tarihi kira sözleşme tarihinden en az 31 gün sonrası olmalı. aksi taktirde mahkemede evi kiralamak için tahliye taahütnamesini şart koştu, zorla imzaladım dediğinden hakim belgeyi geçersiz kılıyor

2) evli ise eşide imzalamalı. bunun için edevlet barkodlu aile durum belgesi alıp eşinin olup olmadığından ve kimliğinden emin olun .

3) normalde mahkemede bu imza benim değil dese imza tespit süreci 8 ay sürer, 8 ay bedava oturur evinizde. bunu önlemenin yolu noterde imzalanması. ama noterde 31 gün sonrasına belge imzalatamazsınız.

kira sözleşmesini bugün yapıp 31 gün sonra tahliye taahütnamesini imzalasın demenin anlamı yok adam imzalamaz. yani burada benim çözüm bulamadığım ve kiracının suistimal edebildiği bir boşluk var.

benim bulduğum yetersiz çözüm tahliye taahhütnamesine adını soyadınıda ıslak yazdırmak. belkide hiç faydası olmaz bunun bilemiyorum.

4) sorudan bağımsız vakıfbank kiram güvende sistemi ile verin.

5) sözleşme süresinide maximum 2 sene yada 1 sene yapın. hukuken 1 sene sözleşme yapma nıza engel bir durum yok diye biliyorum. yoksa gerçek enflasyon %150 iken %25 yasal zam yapabilirsiniz en fazla. kiracı bulamam diye düşünmeyin, ev 1 ay yerine 2 ay boş dursun ama ama bu şartlarda kiracı bekleyin.

oy stoğu daha fazla olan kiracıların ev sahiplerini zarar ettirmesine izin veriyor devlet. bütün ev sahipleri sözleşmelerini ona göre yapsa ev sahipleri zarar etmez.

Emin değilim ama bir yerden şöyle bir şey duymuştum geçerli mi bilmiyorum:

Sözleşmede, 1 yıl sonraki artış oranına yüksek bir miktar yazın. 1 yıl sonra çıkmazsa, çıkmadığı süre boyunca en azından yüksek zamlı fiyatı ödemediği için siz avantajlı konumda olursunuz.

@nickini vermek istemeyen uye

Böyle bir şey yok. Yasal kira artış oranı ne ise en fazla o kadar yapılabilir. Sözleşmede %100 yazıyor diye %100 kira artışı yapmak mümkün değil. Geçersiz bir madde olur öyle bir şey yazılsa bile.

Tahliye tahahütnamesinin her sözleşme senesinde ayrı ayrı alınması gerekiyor.
o nedenle hem düzenlenme hem de tahliye tarihleri kısmının boş olması lazım.

diyelim siz haziran 2022de başlayan sözleşme için temmuz 22 düzenlenme tarihli bir tahahütname alırsanız 2023 hazirandan sonra hiç bir işe yaramaz.

Şampuanın reçetesinde yazar. Genelde "önce normal şampuan ile saçınızı temizleyin, sonra bunu uygulayın" der.

Temiz saça kullanacaksınız. Önce normal şampuan, üzerine ketoral.

Haftada 2 defa bu şekilde kullanacaksınız. Diğer duşlarınız sadece normal şampuanla geçecek.

bana dermatoloğum önce ketoral ile yıkayıp, durulamayı başka bir şampuanla yapabilirsin dedi. saçta da 3-5 dk beklemeli diye vurguladı.

Yazmayı unuttum. Ketoral’den sonra hemen durulamayıp beklemek gerekiyor. O esnada vücudunuzu sabunlayabilirsiniz mesela.

maddi durumunuzu bilmiyorum ama vichy dercos almanızı tavsiye ederim öncelikle. ketoral, konazol, tresan ve bir iki tane daha ismini hatırlayamadığım bitkisel şampuanları uzun süreler kullanıp tecrübe etmiş biri olarak vichy'i şiddetle öneririm. vichy hem problemimi çözdü hem de diğerleri gibi dökülme yapmadı. ketoral ve konazol çok dökülme yapmıştı.

@invictae ve @giovanne'nin dediği gibi hangisi olursa olsun saçınızda 3dk civarı durması gerekiyor.

pcnin içinden pcyi sıfırla diyerek format atarsan sorun olmaz

windows key'i anakarta işlenir, istediğin şekilde format atabilirsin. aynı sürümü kurduğun sürece key istemeyecek yani windows 10-11de böyle.

Format atmadan önce windows key'ini pc'den bakıp bir yere not edebilirsiniz, sanırım komut sisteminde bir komut yazıp görülebiliyordu. İnternette kısa bir aramayla bulunur, ya da @himmet dayı gelir yazar birazdan görürse.

tek tuşa basmakla format atılsa süper olurdu.

windows10da tek tuşla format var zaten
aramaya Sıfırla yaz

Windows key bulma scripti, lisans şifresi dediğin şey
bunu not defterine yapıştır, kaydettiğin pencerede
dosya türünü -all files, tüm dosyalar- seç
dosyanın isminin sonuna da .vbs koyup kaydet.
çalışıyor da doğru keyi mi gösteriyor bilmiyorum, 2 script daha var başka keyleri gösteriyor. virüs mirüs sakıncalı bi şey yok bunda. keyi regedit'te arayıp bulup klasik alfabeye çevirtmek de uzun iş. buradan aşağısını komple kopyala.

Set WshShell = CreateObject("WScript.Shell")
MsgBox ConvertToKey(WshShell.RegRead("HKLM\SOFTWARE\Microsoft\Windows NT\CurrentVersion\DigitalProductId"))

Function ConvertToKey(Key)
Const KeyOffset = 52
i = 28
Chars = "BCDFGHJKMPQRTVWXY2346789"
Do
Cur = 0
x = 14
Do
Cur = Cur * 256
Cur = Key(x + KeyOffset) + Cur
Key(x + KeyOffset) = (Cur \ 24) And 255
Cur = Cur Mod 24
x = x -1
Loop While x >= 0
i = i -1
KeyOutput = Mid(Chars, Cur + 1, 1) & KeyOutput
If (((29 - i) Mod 6) = 0) And (i <> -1) Then
i = i -1
KeyOutput = "-" & KeyOutput
End If
Loop While i >= 0
ConvertToKey = KeyOutput
End Function

Bende de lisanslı win var laptopta. Key sorma ekranı gelmiyor direk yükleniyor.

@John Bloor

gördüm şimdi duyuruyu. Ama lisans anahtarına bakmaya gerek yok.

Barki +1

Anakart değişmediği sürece lisans otomatik olarak aktifleşir. Lisans anahatarı sormaz. Anakart değişecekse o lisansı eski anakarttan düşürmek için Microsoft ile iletişime geçmen gerekir. Aksi halde yeni anakartta mevcut lisans anahtarını kullanamazsın.

Anakart değil ama aldıktan bir kaç ay sonra harddisk değişmişti.

Muhtemelen sorunsuz halledecegim. Şu reset tuşu güzelmiş.

Harddiskin değişmesi lisansı etkilemez. İster Windows Kurtarma Modunu açarak ister Windows10'un ISO'sunu indirerek format atarsın. Lisans sormaz.

Windows oturumunu açtıktan sonra Microsoft hesabınızla oturumunuzu bağlayın, lisans anahtaranız ile birlikte donanım bilgileriniz eşleştiriliyor, daha sonra format atıp yeniden kurduğunuzda lisans anahtarınız otomatikman tekrardan ektive ediliyor. HDD değişimi de yapmış olsanız anakartınız ve işlemciniz değişmemiş ise lisansınız hala geçerli oluyor.

Hayır, yeni kullanıcı olarak açacaksınız. Ya da eski bir Microsoft hesabını kaldırıp kendi hesabınızı ekleyin. Bu sadece kullanıcı kısmını etkiler.
Windows lisansı ayrıca takip ediliyor.

Microsoft 365 (eski adıyla office 365) lisansı sadece e-posta hesabına bağlanıyor. Windows lisansı -henüz- bir kullanıcı hesabına bağlı değil. Yani o hesabı kaldırırsan windows lisans hatası vermez.

60000<J2>1000
Sanırım burası hatalı
o kısım veya gibi algılanıyor
orayı bewtween (sanırım türkçesinde arasında) ile kontrol etmelisin

=EĞER(VE(J2>1000;J2<60000;J2/I2>1);"OK";"NO")

instagram.com

www.google.com

Bu mahalle arası bir yer ama ben memnunum, gitmeyi düşünürseniz öncesidne telefon edin, bazı günler malzeme almaya gidiyor, kapalı gününe denk gelmeyin.

Amazon fiyatı yanıltıcı olmuş biraz.

www.hepsiburada.com

Burada 999 lira mesela. Yine ciddi fiyat farkı var tabii. O da tahminen 300 MB/s hızı yakalamak için kartın üretiminde kullanılan malzemeyle ilgilidir.

Kullanici kitleleri farkli.

Pahali olan (ki o kadar pahali degil normalde, foto magazalarinda yari fiyata bulursunuz), pro makineler icin uretilmis ve yuksek hizlara cikabiliyor. Ve bu da maliyetli bir olay.

Normal kullanicinin bu pro karta ihtiyaci yok zaten.

Ama pro is yapan, 4k raw ceken adam icin zaten karta 1k 2k vermek dert degil. Cekilen produksiyonun icinde komik bi rakam.

100 dolarlik kart bu arada pahali olan.

Normal bir kart alirsan bir dugun kaseti kopyalamak 1 saat suruyor.

Cunku artik dugun kaseti dedigimiz sey bile 20gb oldu.
Sen bu isi hergun 3 kere yapsan is yapamaz hale gelirsin.

Ev kullanicisinin vakti cok oldugu icin siradan bir tane alip gecebilirsin.

bu rulolar ile koltuğun dip kısımlarına ulaşamazsınız. düz yüzeylerde kullanmak için uygunlar.

Dip, köşe için rulodan temiz bir yaprak çekip parmağınla bastırırsın. Yani işe yarar.

Köpeğim var. Ben kullanıyorum. Tüyler için genel olarak işe yarıyor. Koltuk araları için de üzerinde bulunan yapışkan yüzeyi soyup kendi elimle yapmaya çalışıyorum. Ancak büyük kum taneleri yapışmayabiliyor. Uğraştırıcı, fakat genel olarak iş görmekte. Düzgün bir araç içi süpürge daha kullanışlı olabilir.

tüybox diye bir şey var bende, yapışkan bant değil de koli bandını aynı mantıkta kullandırıyor. daha iyi temizliyor.

bem prozinc kullanıyorum memnunum

Kelual ducray ds mavi şişe
Dönem dönem kullanıp faydasını gördüm ama fiyatı 150 tl civarı 200ml idi sanırım

bu sorunun kökten çözümü içmek suretiyle klordioksit kullanmak.

ben anahtar kelimeyi verdim araştırıp kullanmak veya kullanmamak sana kalmış

neutrogena t-gel bende en çok işe yarayan bu.

Head and Shoulders Clinical Strength

Bunu kullan, yatıp kalkıp dua edersin bu şampuanı icat edene.

üstteki head and shoulders ya da vichy dercos anti dandruff.

Vichy dercos anti dandruff

Ben anladığımı söyleyeyim; gerçek dünya ile bağlantımız kalmadı artık umudumuz ve beklentimiz kara delikler ve vahiyler.

Bilim tarafına da, manevi tarafa da söylüyor gibi. "Bizi buradan kurtaracak şeyler" olarak bu ikisinin umut edildiğini söylüyor yani.

aynı zamanda bulunduğu albümün adı bu tamlama. bellamy şöyle demiş;

"The title is taken from lyrics in "Starlight". Bellamy told Q: "Black holes and revelations – they're the two areas of songwriting for me that make up the majority of this album. A revelation about yourself, something personal, something genuine of an everyday nature that maybe people can relate to."

bu da kaynak
en.wikipedia.org

Ben ilk satırdan sonra "are" var gibi duydum hep onu.
Umitlerimiz ve beklentilerimiz birer karadelik ve devrimdirler" minvalinde

Oto Rapor gibi kurumsal bir yer olmasını öneririm.

exper baksa bile arabayı almadan kendin sür, test et. çalışmayan düğme vs var mı onlara da göz atarsın hem kullanırken.

@al basmadan donu var biraz sürdüm, kendi de yanımda sürdü. biraz hızlanınca bi uğultu sesi var dedi onu dinletti, arka tekerde bir şey bir şey var dedi. bunu da söylesek exper bakar mı ayrıca ustaya götürmek mi gerekir. satıcı abi de yardımcı oluyor sağolsun ama ilk sahibi değil. öncekilerden falan bir sıkıntı vardır diye garantiye almak istiyorum kendimi

Tarcanlar'a da gidebilirsiniz. Cok uzak sayilmaz. 1000 tl'ydi en son fiyati (airbag de bakiyorlar)

O aldığın hesap senin makinede primary olacak, senin hesabın secondary olacak. O hesapla oturum açıp oyunu kuracaksin ama kendi hesabınla oynayacaksın. Başka türlü mümkün değil.

Oyunu oynarken internet bağlantısı da olmak zorunda. Offline oynayamazsın.

oyunun hesabını makineye girdikten sonra o hesaptan oynayabilirsin sadece ve internete bağlı olmak zorundasın, hesabı primary olarak tanıtma pri hesap baskasına aittir.

Münih aktarmalı gitmiştim. Transit vizeye ihtiyaç olmuyor.

hayir gerekmez.

abd vizesi ile transit yaparken vize gerekmiyor.

Verilerin tamamını görürsek daha net bir cevabı olabilir ama verilerin belli bir standardı varsa makroya gerek olmayabilir. SUMIFS (ÇOKETOPLA) ile birden fazla kritere göre veri toplanabilir. O verinin içinden de parça alınacak. Örneğin SUMIFS içindeki kriterlere LEFT(A1;6)="320.15" yazarsan başında 320.15 olan satırları toplar. İkinci kriter için de RIGHT(LEFT(A1;10);3)="xxx" yazarsan bu da 320.15.xxx verisindeki xxx'i alır.

VBA ile yapınca da benzer mantık olacak zaten. O yüzden tablo değişikliğinde otomatik güncellendiği için formül kullanman daha mantıklı.

Bir sutunda 320. 15 şeklinde 6 haneyi al. Pivotta bu kırılımı kullanırsın.
Vba ile sql den Excel e veri çekebilirsin. Satır satır dönerken formul yazabilirsin VS.
Çok geniş bir konu, örnek paylaşsan daha kullanışlı bilgiler gelebilir.

En kısa zamanda örneginin nasıl olması gerektiginin görüntüsünü ekleyecegim.

Teşekkür ederim.

BtcTurk'de var.

Binance'dan da alınıyor BUSD karşılığında, onun dışında diğer borsalarda USDT ile alabiliyorsun hepsinde var gate.io kucoin mexc vs.

Binance delist etti galiba. KuCoin'de var.

www.binance.com

Taksiyi nereden çağırdığının bir önemi yok. Tarife belli (turkuazlar biraz daha pahalı sadece).

Gideceğin mesafeyi google maps ile belirleyip şuradan ne kadar tutacağını hesaplarsın: taksi-ucreti.hesaplama.net

Sarı taksi 360 lira turkuaz taksi 430 lira civarı yazar. Bir de 15 lira köprü ücreti ödersin ekstra.

Onun yerine havaşla Kadıköy + taksi daha ekonomik bir çözüm olabilir.

belediyenin twitter hesabı varsa oraya özel mesaj at. ben iki tane belediyeyi bu şekilde bertaraf ettim. artık sms gelmiyor ikisinden de.

Çok zor. Tam olarak ta insanlar oturup paralarının erimesini izliyor ciddi ciddi (hepsi demeyelim tabii) ha buradan döndü, şuradan tepki, aha tepki verdi biraz daha alayım maliyet düşüreyim derken bir bakıyorsun erimiş gitmiş.

stop'un çalışıp zararına sattırıp sonra fiyatın yükselmesi nadir olan bir şey değil. hatta tahtasının önemli kısmı yüksek sermayeli grupların elinde olan hisse/coinlerde özellikle yapılır (stop hunt). hem bu nedenle, hem nasılsa yükselir kafasıyla, hem de "satmadığın sürece zararda değilsin"le insanların çoğu stop loss kullanmıyor. önemli bir kesimin stop loss'un ne olduğunu bildiğini de sanmıyorum. öte yandan az olmayacak sayıda borsada stop loss emri koyma şansı da yok, o da bir etken.

Stop loss dedigin sey insani batirir.

Hisse diyelim 100den 90a sert dustu, sen stopu 95e koymustun.
95den satti 1 saat sonra hisse 130 oldu.

Paranin %5'i yok olmus oldu.
Hic ellemeyen %30 kazandi.
Artik elinde hisse de yok.
Bos bos ekrana bakarsin.

Zaten bu sekilde stop patlatma hareketi cok yapiyorlar.

stop loss garanti bir arac degil. sen istedigin zaman istedigin fiyata satamayabilirsin. dolayisiyla senin satmak istedigin fiyattan o anda alici olursa ancak satabilirsin.

yani senin stop loss calisana kadar cok daha dusuk fiyattan elden cikarmak isteyenler olursa seni atlayip o fiyatlara dusuverirler. sen fiyat olarak yukarida kaldigin icin elinde kalir mallar.

Insanlarin batmasi ac gozlulukten, is bilmezlikten, mantikli hareket etmemekten, degerlemeyi bilmemekten ve onun bunun doldurusuna gelmekten oluyor.

Fiyatini bilmedigin, icerigini anlamadigin, seffaf olmayan ortamlara dalarsan boyle olur.

Ozetle kumarbaz kafasiyla yaklasiyorlar yani.

divit +1

stop-loss var kafam rahat diye bi dünya yok. bir kere zirveden ya da zirveye yakın alıyorsan stop koymuyorsun. çünkü "nasıl olsa yüyükselir zarardan satmayayım" mantığı var. atıyorum 90 dolardan almış adam. ertesi gün 85'e düşünce nereden bilsin dibi göreceğini? tekrar çıkar diye elden çıkarmıyor. o yüzden stop da koymuyor. stop daha çok gece uyurken ya da uzun süre bakamayacakken kullanılır. ekran başındayken stop koymaya gerek yok. her düşüşte de satmak mantıklı değil. bir de satmak isteyince de satamıyorsun hemen öyle. alıcı bulmak lazım. serbest düşüşe geçmiş bir coini de kimse kolay kolay almak istemez. arz yüksek ama talep çok düşük kalınca fiyatlar da aşağı iniyor doğal olarak. o ekrana bakıp paralarının erimesini izleyenler de "uzun süre çıkmam ama zarardan da satmam" diyenler. aslında bu mantık yanlış değil. çünkü kimse luna'nın delist olacağını tahmin bile edemezdi. bildiğim kadarıyla kripto tarihinde ilk kez böyle yüksek piyasa değerli bir coin delist edildi.

1. İlk olarak vergi dairesine ödeme yapman lazım (bankalardan da olur).
www.msn.com
Ardından herhangi bir nüfus müdürlüğünden randevu alıp gittiğinde 5-10 dakikalık işin oluyor. 1 adet fotoğraf yeterli ama 2 adet götürmeni istiyorlar birinde leke vs. varsa diğerini kullanmak için. Fotoğrafın biyometrik olması lazım. Nüfus müdürlüğünde sana geçici belge verecekler. 1-2 güne de yeni kimliğin geliyor adresine ama ikametinde olmayacağını ve kimliğin belirteceğin adrese gelmesi gerektiğini mutlaka belirt. Yanında da pasaportunu ya da ehliyetini götür ne olur ne olmaz.

Gazete ilanı falan gerek yok artık.

2. Birisini tanımadığımız için jandarmaya polise verir mi bilemeyiz. Polise verirse onlar sana ulaşır zaten ama sanmıyorum ki biri böyle bir şey yapsın.

Gezdiğiniz, düşürme ihtimaliniz olan yerlerde bir dolanın. Bazen bulununca esnafa verilir ve esnaf da vitrine, cama sıkıştırır sahibi görsün diye.

Kimlik başvurusu yapın bir an önce, böylece eski kimlikteki "kimlik seri no" sizinle eşleşmeyecek, vergi dairesi tapu banka noter vs gibi önemli yerlerde kimliğiniz kullanılamayacaktır.

benzer duruma düştüm 3 ay sonra karakoldan aradılar ehliyetinizi kaybettiniz mi diye. eski tip ehliyetti birisi ehliyetin üstüne kendi fotosunu yapıştırıp kullanmış. şansa yakalandı. başıma çok büyük iş açabilirdi. hemen yeni kimlik çıkartmanızı veya bir şekilde kimliğinizin kaybolduğunu resmi makamlarda kayıt altına almanızı öneririm. çok hızlı çıkıyor yeni kimlik en azından başvurun alamasanızda eskisi hükümsüz hale gelsin. yenisi nüfus idaresinde bekler.

Soundtrack dinlemeyi seviyorum ben, bu aralar favorim Dune.

bunun yükseldiği yerlerde acayip gaza geliyorum ben: www.youtube.com

open.spotify.com

lo-fi tarzı şarkılar çalışırken fena olmuyor

Bulunduğun yere en yakın bayiyi arayarak sorman lazım. Kimisinde vardır kimisinde yoktur.

polo ile araba arama sürecine başlayan arkadaşım "lan kia bile yok kia" diye isyan ediyordu geçen gün.

bildiğin topraklama işte. aslı astarı var tabi ki.

Yani normal bir insana gercekten faydasi var mi, hepimiz duzenli olarak bunu yapiyor olmali miyiz, onu soruyorum.

Stres değil, vücuttaki statik elektriği atarsın. Bilimsel bir şey bu zaten. Normal bir insana faydası tüylerin yüklü başka bir şey tarafından çekilmez. Bir de başkasıyla tokalaşırken elektrik çarpmaz.

insanın toprakla, ağaçlarla, kaynak sularıyla vs. teması evrimsel içguduyu kaybetmemeleri açısından dolaylı yoldan faydalı olabilir, daha rahat hissetmesine sebep olabilir. sketchers giymek için evrimleşmedik nihayetinde. doğanın bir parçası olmamıza rağmen butun uzuvlarımızla doğadan en kopuk yaşayan canlı biziz. doğaya ve bu yuzden kendimize yabancılaşmamak için fırsat buldukça yapmamız gereken bir şey bu bence. statik elektrik mevzusu doğrudan aslı astarı olan bir gerçek evet, bir de işin yukarıda bahsettiğim diğer boyutu var benim duşunceme göre.

ayağın çıplak olarak soğuk ve yumuşak bir zemine değmesi içgüdüsel olarak seni rahatlatıyor. başka bir numarası yok. özüne dönüyorsun yani. mevzu o.

Statik elektrik vucutta kalmaz bunlar hurafe.

Sen arabaya kapi koluna falan dokundugunda carpiliyorsun ya, carpildigin anda elektrigin bosalmis oluyor.
Yani git musluga dokun bitti gitti saniyelik olay, musluk zaten topraga bagli.
Carpilmadiysan zaten elektrigin yoktur.

Bunun disinda bir elektrik bosaltma yontemi yok zaten.
Keske olsa ama yok.

Topraga basmak iyi hissetiriyor olabilir, ama bunun elektrikle alakasi yok.
Zaten eletrik iyi ya da kotu bir kavram degil ki onu salmak iyi hissettirsin.

Yakın zamandaki deneyimime göre bende işe yaradığını düşünüyorum. Bayramdan önce özellikle ramazan döneminde "daha fazla yaşamanın ne anlamı var, keşke yok olsam" diye düşünüyordum.
Bayramda memlekette bol güneş altında kaldım tabanlarımı acıtacak kadar toprağa bastım. Şu an modum, ruh halim, hayata bakışım gayet yerinde.
Ha hala çok elektrik var halen kapı kollarına ya da birilerine dokunurken çarpılıyorum ama ruh halim cidden tamamen değişti. Mucizevi bir şey. Tabi güneş ışığının daha çok faydası olmuştur ama ben ikisininde etkili olduğunu düşünüyorum.
Düzenli olarak yapılmasa bile fırsatını bulunca hep yapmaya çalışıyorum.

hikaye kısmı elktrik yükü ama toprakla uğraşmak, güneşte uzanmak, ateş izlemek evrimsel olarak rahatlatıcıdır

loctite dökmüşlerdir o yüzden açılmıyordur. Zorlarsan yalama olmaz. Sadece başlık kısmına zarar verebilirsin. Ama tornavida tam oturuyorsa bir şey olmaz. Yine de ne olur ne olmaz dersen şöyle bir yöntem var paket lastiği ile:
www.technopat.net

Tornavida tam oturuyorsa, doğru ölçü ve ağız yapısındaysa korkma, hafifce vidaya doğru bastırarak açmaya çalış.

Önemli olan nokta şu, tornavida vidanın başından kayıp da boşa dönmesin. Çünkü bir kaç kez böyle kayıdırırsan vida başı yalama olabilir, bu yüzden tornavidanın tam oturması çok önemli.

Bastırarak çevir korkma, bu kadar küçük vida açılmamazlık yapmaz doğru tornavida ile.

Apple'ın vidaları çok kaliteli, kolay kolay yalama olmuyor.

Vida ile tornavida arasına ince ufak bir peçete parçası koyabilirsin kaymayı azaltmak için.

biraz wd 40 sık, 5 dk bekle

iCloud'dan geri yükler. Sorun olmaz. Banka uygulamalarında "bu cihazı tanı" gibi hesabı cihaza bağlama işlemi yaptıysan onları kaldırman yeterli olur. banka uygulamalarına cihazı değil, sim kartı değiştirdiğinde girmekte sorun yaşarsın. sim kartın (numaran değil) değişmeyecekse sorun olmaz. Bir de google authenticator falan kullanıyorsan o patlayabilir. ona bağlı hesaplara erişemezsin. O hesapların authenticator özelliklerini kapatmakta fayda var.

Garanti de telefonu degistirdigimde de bloklanmistim. Bankamatige gidip bi islem yapmistim. Banka uygulamalarindan emin olmani oneririm

Benim is bankasi uygulamamda "sadece bu cihazda kullan" be "baska cihazlarda da kullanabil" diye bir secenek vardi. O sadece mevcut cihaz icin tikliyse sorun cikabilir sanki. Gene is bankasi beni periyodik olarak logout ediyor, Turkiye simimi takip sms onay kodu almam gerekiyor. Dolayisiyla ona dikkat et.

bankacılık uygulamalarında sorun yaşama ihtimalin yüksek. hem telefon değişimi hem de yurtdışı olayını gördüğünde sistemler seni logout edecektir.

Cok da arastirmana gerek yok, derdi varsa mahkemeye versin.

özellikle bu sorular için hesabımı açıp cevap veriyorum. Hiç bir şey yapamaz! arkadaşın kesinlikle çıkmasın, daha bir yıl olduysa tefe üzerinden kirasına zam yapıp 9 yıl daha oturabilir. Sözleşmenin kaç yıl olduğunun önemi yok ev sahibi hiç bir şey yapamaz, bunlara pabuç bırakmayın.

kısaca, keyfi olarak tadilat yaptıramaz. tadilat yapılması zaruri bir durum olması gerekir. yani ben mutfağı yenileceğim gibi değil, evin içinde komşuları da etkileyen bir tesisat problemi olduğu için genel tadilat yapılması gerekiyordur gibi düşünün.

Ek olarak yapılacak tadilat süresince evde yaşanamıyor olması gerekiyor. Banyo kırılacak, baştan yapılacak diye bir şey söyleseler bile bu iş bir haftayı geçmez. Haliyle evin boşaltılmasına gerek yok. Komple evin içi değişecek olsa o zaman çık diyebilir ama bunun sözlü ya da yazılı olarak yapılması bir şeyi değiştirmez. Ev sahibinden kaynaklı kira sözleşmesi feshi için yasa 'dava yoluyla' diyor. Yani tahliye davası açması lazım. Aksi halde kiracının çıkmasını isteyemez.

öncelikle sözlü bildirimle olmaz o işler. kiralayanın aklına geldiği zaman da dava açamaz.

uygun zamanda tahliye davası açılması, kiralanandaki esaslı değişiklik/onarım/yeniden inşa için prosedüre uygun projesinin mahkmeye sunulması gerekir.

her şey doğru yapılıp tahliye sonrası onarım/inşa bittikten sonra kira bedeli değişebilmekle birlikte, yeni kira bedeli üzerinden, tahliye edilen kiracı önceliklidir.

detaylar : mihci.av.tr

Önceki telefonum amerikadan alınmış iphone 10'du. Herhangi bir problem yaşamadım, yaşayanı da hiç duymadım.

Şu an 12pro kullanıyorum. Herhangi bir sıkıntı yaşamıyorum. Bütün iphone’larımı abd’den aldım, hiç birinde sıkıntı yaşamadım. Gönül rahatlığıyla alabilirsiniz.

Abd’den 2020 başında 11 aldım, TR’de hiç sorun yaşamadım. Avrupa’da da problemsiz. Sorun yaşayan da görmedim.

teşekkürler :) aldım gitti.

Amerika ve Avrupa bant farklılıklarından dolayı cihazların anakartı biraz farklı. Amerika'dan alınan telefona burada garanti kapsamında işlem yapılmıyor bu yüzden. Gerçi Avrupa cihazlarına da yapılmıyor. Ancak parayla özel servise yada merdiven altı telefonculara götürebiliyorsun.

Hayır.

sanalbaharat.com iyidir fakirlik zamanlarımda kullanıyorum.

Sanalbaharat'tan sumatra ve Colombia supremo beğendim, filtre. 170 tl/kg üstü her kahvesi içilebilir gibi.

Sanalbaharat.com +1

Kahveleri fiyatı buranın iki katı olan kahvelerden kat kat daha iyi.

Etiyopya ve Sumatra önerebilirim. Bi de decaf Brezilya var ama onu henüz denemedim. Deneyince onu da belirtirim.

sanalbaharat guatamala özellikle espresso çok iyi oluyor.

www.coffeesapiens.com

evolution blend sanırım iki senedir başka kahve içmiyorum.

iyi kahve ucuz olmaz, sanalbaharat kahveleri idare eder fakat iyi değiller, alıştığınız aromadan sonra zayıf gelirler

Kosta rika kahve çekirdeği için deneyimim bu

@freebird5406_2

Hocam zaten en iyi kahve sanal baharattadır demedik. Sanal baharatta kahvenin kilosu 170 lira, Petra'da en ucuzunun kilosu 880 lira. Biz de biliyoruz kahvenin iyisinin ucuz olmadığını ama duyuruda zaten kahhve.com'dan alıyordum ama fiyatlar artmış diyor soruyu soran kişi. O yüzden hesaplısını söyledik. Yoksa petra'dan kronotrop'tan şaşma derdik zaten.

sanalbaharat gayet iyi
ben zaten kafein icin iciyorum aroma falan cok da tin :)))))

Yazdır menüsünden 'Microsoft Print to PDF' seçerek yapıyorsun sanırım.

Oradan yapma, Farklı kaydet menüsünden PDF olarak kaydet. Boşluk kalmaz.

Ek olarak T+2 paranın mevduat hesabına geçmesi için gerekli süre. Bir hisseyi sattıktan hemen sonra başka hisse alabilirsin. Onun için 2 gün beklemen gerekmez. Sadece brüt takas önlemi olan hisselerde hisseyi satınca oradan gelen parayla bir sonraki işlem gününde hisse alabilirsin. Aynı gün alım yapamazsın. Zaten brüt takas olan hissede alım sayfasında uyarı çıkar bu hissede brüt takas var diye.

bir hissenin vereceği temettü her sene değişir ve temettü vermeden önce yapılan kurulda vereceği oran açıklanır.

para çekmekten kasıtın hangisi? temettüyü mü yoksa hisseyi sattıktan sonra parayı mı çekmekten bahsediyorsun. eğer hisseyi sattıktan sonra parayı çekmekten bahsediyorsan yukardaki arkadaşların t+2 olayı doğru fakat temettünün hesaba yatırılması konusunda kesin birşey yok. kimisine 2 gün içinde yatıyor kimisine 10 gün sürüyor.

temettu sirketin o sene yaptigi kara gore ve YK'nin verecegi karara gore belli olur sen hesaplamasini yapamazsin. konuyla ilgili youtube'da tonla video var biraz izleyip konu hakkinda temel bilgi edinmeni tavsiye ederim. hisseye popi falan demenden cok yabancisi oldugun belli :(

10 yıl boyunca yatırım yapacak ve al-sat yapmayacaksam her ay için yatırmayı düşündüğüm bakiyeyi piyasada dip bulana kadar vadelide biriktirir dibi bulduğuma inandıktan sonra da stopsuz yürürdüm. ama benim mantığıma göre kar realize edip nadiren de olsa al/sat yapmamak tuhaf geliyor. kar realize etmeyeceksem altın falan biriktirirdim heralde.

hayır, uzun vadede stop olmaz.
sadece o yatırım artık gelecekte iyi olmayacağını düşünüyorsan komple cıkılır ve daha iyi olacak bir yatırıma geçilir. fakat bu sık sık yapılmaz. gidenin ardından bakılmaz veya maliyet düşürme amacıyla yapılmaz.

Cevaplarınız için teşekkür ederim.

Birikime yeni başlıyorum. Tüm birikimimi borsada tutacağım ve şuanki küçük meblağlar bir 5 sene sonra önemli bir seviyeye gelecek. Tüm hisseler bir anda (ülkede ne olacağı belli olmadığından) - %20 filan yapsa ağlarım herhalde. O yüzden merak ettim.

Tüm hisselerin -%20 yaptığı zamanlar da olabilir. Ama 10 yıllık vadede pek bir önemi kalmıyor. Tabii o derece bir 'ayı saldırısını' önceden kestirip satıp dipten alarak lot artırmak çok daha iyi olur ama önceden kestirmek mesele zaten. Ben de orta/uzun vade alıyorum ve stop koymuyorum hiç.

psikolojik olarak hazır değilseniz komple yatırımınızı bir yere yapmayın.

sürekli kar zarar hesabı yapacaksanız, ekranlara bakıp duracaksanız bu sizi yorar ve yanlış kararlar almanız neden olur.

covid patladığında hisseler resmen çakılmıştı, o günlerde dayanamayıp satanlar oldu. sonuç?

uzun vade yatırımı öyle değil hocam. dolarda ayrı bir hesaba koyarsınız belirlediğiniz her düşüşte içeri girersiniz ve stop da konulur.

konmaz abi, stop kisa vadeli al-sat trade yapanlar icin vardir. orta vadede de olabilir. uzun vadede stop fiyattan bagimsiz sirketin herhangi bir hareketinden oturu temeli bozulursa olur.

Ben de uzun vade yatırım yapıyorum yurtdışında, her ay hesabımdan para kesip etf aliyor. Ne düşmüş ne yukselmis umursamiyorum. Çünkü marketi zamanlamaya çalışmıyorum, uzun dönemin olayi biraz o.

Yok uzun donemde düşünce alayim yuksekken satayim demeye calisinca daha kötü olabilir. Mantığına aykırı zaten.

#luna herhalde bu sorunuzun cevabını size veriyordur bugun?
rsı 5 olmuş. fiyat da 5 dolar olmuş. luna cidden hacimle ve iyi bir projeydi demek ki her şey oluyor.
geçmiş olsun

edit: işin kötü tarafı ne biliyor msunuz? luna vakfının elinde bi dünya avax vardı. umarım avaxı çok etkilemez. korkayrım ha ondan.

@turbo sadık
Luna 1 ay içinde 120'den 6'ya düştü. Korkunç bir olay.
Ben uzun vade yatırımımı BİST'te yapıyorum. BİST'te köklü firmalarda %95'lik bir düşüşün mümkün olduğunu düşünmüyorum.

Favorilerin karma ile ilgisi yok. Sözlüğün yanlış anlaşılan bir fonksiyonu. Asıl amacı "daha sonra okuyayım" ama insanlar beğendiği entry'yi favoriliyor şükela butonuna basmak yerine.

Senin karmanın olmamasının sebebi 500'den az entry yazmış olman. Karma puanı 500+ entry yazan yazarlarda çıkar.

Bu arada bir bilgi de benden yeni suser olmuş kişiler için: "ben 6 ayda 500 entry girdim ama karmam gözükmedi", "10 ay oldu bin küsür entry yazdım ama karmam yok", efenime söyliyim "bir senede 7 bin entry girdim" vs... sadece 500 entry limitinin üstüne çıkmak da karma almak için yeterli değil. belli bir süredir sözlükte aktif bulunuyor olmanız, o 500 entry'i uzun bir zamana yaya yaya yazmış olmanız gerekiyor yani.
sen 10 yıllık susermişsin, bu konudan endişelenmene gerek yok ama çömezlere bilgi olur.

reklam göstermek, gittiğin yerleri görüp ona göre karşına otel, tatil, tur vb. gibi aklına gelebilecek her türlü şeyi çıkarmak için veri topluyorlar. onun için bu çerezler. ayrıca yasa gereği tüm siteler sormak zorunda sanırım.

her siteye bir kere girişte "sadece zorunlu çerezleri kabul et" diyebilirsin.
tarayıcı çerezlerini temizlersen tüm siteler için tekrardan çerez ayarı yapman gerekebilir.
nereye gittiğim, ne alıp sattığım, tercihlerimin ne olduğu çok önemli değil, izleyen izlesin diyorsan tüm çerezleri kabul edip geçebilirsin.

Çerezlerin özel verilerle alakası yok.
Kullanıcıyı web sitesine tanıtmak için çerez kullanılır. Kişisel bilgileri ifşa etmez (çünkü çerezdeki veriler en başta web sitesinin sunucusundan gelir) - sadece sizi daha önce ziyaret ettiğiniz tarayıcı olarak tanımlar.

Çerezler oturum yönetimi (tek bir kullanıcı oturumu boyunca oturumunuzun açık kalmasını sağlar), oturum açıp sayfayı kapatsan da bunu hatırlama (birçok web sitesinde gördüğün "Beni Hatırla" veya "Oturum Açık Kal" özelliği) için kullanılır.

edit: bu arada lesmiserables'ın söylediği reklam ve hedef çerezleri için geçerli. benim söylediğim oturum çerezleri. reklam çerezleri bilgi alabilir, onları reddetmek mantıklı. oturum çerezlerinin bir zararlı ya da kişisel verileri ifşa etmesi gibi bir durum yok.

@lesmiserables zaten o sitede biraz isim varsa girip zorunlu cerezleri seciyorum ama her sitede bu secimi yapmaya ugrasmak vakit kaybi oluyor. ki kimisi zaten mecbur kalinsin diye neredeyse sayfanin tamamini kaplayan bildirim kutucuklari koyuyor yani kabul ettirmeye yonelik bir davranis oldugunu dusundugumden otomatik olarak reddetmek istiyorum ama her seferinde ugrasamktansa kabul et diyip gecmenin bana ne kadar zarari olur kismini tam bi anlamak istedim :)

@in vino veritas

zarar derken nereden baktığına bağlı. bana sorarsan, interneti kullanmayı ve nasıl işlediğini bilen insanlar için bir zararı var denemez. ama reklam, konum vb. çerezlerinin asıl olayı şu:

ayakkabı bakıyorsun. tür olarak koşu ayakkabısı alıyorsun. sistem seni koşu yapacak birisi olarak etiketliyor ve ona göre diğer koşu malzemeleri (akıllı saat falan gibi) önerilerinde bulunuyor. ya da güneydoğu turuna çıkıyorsun, sana özel bir teklif gösteriyor, bir bakıyorsun 3 bin harcayacak yerde 10 bin harcamışsın.

ya da kalkıp bir arkadaşınla yarım saat oturuyorsun. telefonun konum özelliği kullanıldığından ve telefon arkadaşının telefonu ile yanyana bulunduğundan arkadaşının ilgi alanları ile ilgili ürünler de sende görülmeye başlıyor. çünkü ortak bir aktivite yapıyor olma ihtimalin var.

bunun gibi çok karmaşık sistemler işliyor. tehlikesi burada: algılarını, yaşamını, hobilerini, tercihlerini bir nevi alttan alta sana önerilerde bulunarak, seni güdüleyerek değiştiriyor. çok tehlikeli bir durum bence.

bu dediklerim @himmet dayının dediği gibi reklam ve hedef çerezleri için geçerli.

tarayıcına ublock eklentisi kur, rutin girdiğin sitelerin uyarılarını bannerlarını ublock ile seçip engelle

maaşın enflasyon kadar arttığını varsayarsak 3 sene önce 4 bin lira ile alabildiği şeyleri (kredi ödemesi yapıldıktan sonra geriye kalan) şimdi 40 bin lira ile alabiliyor olması lazım. çünkü maaşı dahil her şeyin fiyatı 10 kat artıyor. bu durumda 50 bin lira maaş alır ve 1000 lirasını krediye öderse kalan 9 bin lira avantaj olur.

alamaz elbette, ama kredi cazip geliyor çünkü oran düşük ve sabit. yani aslında harcama yaptığınız ürün ve hizmetlerin tamamı enflasyon karşısında yeniden değerleniyor; fakat sadece aldığınız kredi enflasyon karşısında eriyor.

abd'de bugün 30 yıllık sabit mortgage kredisi 0,45. o bile 0,45'le verirken; bizimkiler nasıl 0.99'la veriyorlar, veya zamanında 0.64'le falan verdiler. tamamen piyasanın dengesini bozacak işler.

himmet dayı'nın dediği mantıklı geldi. maaşımın %20'si gidiyordu, şimdi %2'si gidiyor. doğal olarak aradaki %18 artık benim.

"Enflasyon, kredi alana yarar" çünkü kredinin faizi sabit. Enflasyon yükselse de faiz ve dolayısıyla taksidiniz yükselmiyor, aynı kalıyor.

Enflasyon yükselince hem geliriniz (büyük ihtimalle) artacak hem de atıyorum 500 bin liraya aldığınız evin değeri 1 milyon lira olacak.

İdeal bir dünyada kişinin geliri enflasyon oranında artarsa, kredi taksidini ödedikten sonra elinde kalan parayla 3 sene öncekine kıyasla daha çok şey alacağı doğru.

Ama hem maaşlar enflasyon kadar artmıyor hem de açıklanan enflasyon ile gerçekte olan enflasyon farklı oluyor. O yüzden eskiden benzin(veya et, veya tatil) almak için maaşının %10'unu harcaması gerekiyordu, artık %15'ini harcaması gerekiyor.

Sorunun kisa cevabi hayir, gunumuzdeki maasiyla hic kimse 3 sene oncekine kiyasla daha cok seyi malesef alamaz. Cunku ekonomi kuculdu ve daraldi. Bu kadar dar bir ekonomide fazladan basilan para da enflasyonun yuksek gorunmesine sebep oluyor.

Goruntudeki bolluk sadece donemin bollugu. Fakat kalite yerlerde, urunlerin ici adeta bos. Hicbir besleyici deger tasimayan paketli seri uretim yiyecekler...

2000'lerde aldigin yuksek emek isteyen 400 gram ekmek artik yok, ayni kalitede un da yok, o fiyatlara artik sakiz bile alamiyorsun. ekmek uretiminden gecinen kisi sayisi otomasyonla epey azaldi. firin yerine ekmek fabrikasi acilmaya baslandi. bu kadar maliyet azaltma yontemlerine ragmen ekmegin gramaji yari yariya dustu, kalitesi belki 10'da birine dustu ve neredeyse her bir girdisi ithal oldu.

Sucuk dedigin sey artik bir "hayal". Her sey soya'dan ve "fake et"lerden veya iskarta parcalardan uretiliyor. Yani sucuk diye bir sey pratikte kalmadi. Fakat her nasilsa uzerinde sucuk yazan bazi seyler marketlerde satiliyor. Aslinda sana yalan satiyorlar, fakat yetkililerin denetlemeye yuzleri bile yok. Bugun reklamcilarin, pazarlamacilarin sana verdigi izlenimle gercekte sattigi urun arasindaki fark o kadar acik ki. Bildigin suratina bakip yalan soyluyorlar.

Firmalar kar acikliyorlar, belki nominal olarak buyuyorlar gibi ama "hani nerede?" denen balon da aslinda bu nominal buyumenin ta kendisi. Sagliksiz sisen ekonominin kendisi balon. Bunu kilo almaya benzetirsen, saglikli kilo almak ve fit/kasli olmak varken, ekonomi obez oldu yerinden kalkamiyor. Ironik olarak yeme istegi de devam ediyor.

ulkede katma deger uretebilecek potansiyelde kim varsa hepsi ya yurt disina kacti ya da keske gitsem diyor.

Farkindaysan artik G20'nin de disina dustuk. Fakat bence yetmez, millet acliktan kerpic kemirene kadar ev yapmaya devam.

ozetle, fiziksel olarak diyelim ki eskiden 10 gercek limon vardi. nufus azdi, para degerliydi. 10 kisiye yetecek iki dolu surahi limonata yapip doya doya iciyorduk.

simdi de farz et ki yine 10 gercek limon var. cunku daha fazlasini uretmek karli da degil mumkun de degil. buna karsin nufus 50 kisi ve para da degersiz. sen simdi 10 gercek limondan 50 kisiye iyice sulandirilmis ve limon tadi kalmamis fakat cesitli katkilarla 10 surahilik bambaska acayip bir icecek yapip satiyorsun. Yine reelde 10 tane limonu pazarliyorsun. eline gecen kagit miktari nominal olarak daha fazla degeri ise eskiye nazaran cok daha az. peki nasil daha karli calistin? cunku maliyetleri dusurdun ve otomasyonu artirdin...

Bu nereye kadar surdurulebilir? Bunu zaten ileri kapitalist ulkeler tartisiyor. otomasyon ve sisirilmis besleyici olmayan gida benzerlerinin bizi goturdugu yer neresi? nufus nereye kadar artabilir? ekonomi/siyaset/uretim ve bunlara bagli her sey hangi boyutlara kadar yonetilebilir?

@sivrisinek bankalar kredi vererek buyuyorlar. bunun adi fractional-reserve banking.

en.wikipedia.org

gercekte var olmayan bir parayi varmis gibi baskalarina verebilmek icin bankalar kredi dagitmak zorundalar. bankarin kari zaten senin odemeyi vadettigin faiz. faiz odemesi demek de senin bankaya ben bu parayi ekonomide calisarak uretecegim ve sana getirecegim sozu vermen demek. yani basitce gelecegini ipotek ediyorsun. buna karsilik banka sana bir "kredi" aciyor.

banka asla zarar etmez cunku bankanin zarar etmesi icin var olan bir seyi yatirmasi gerek. halbu ki olmayan bir seye karsilik banka sana kredi aciyor ve karsiliginda da senden ipotek aliyor. banka garantide. odeyemezsen teknik olarak senin emeklerin ve zamanin yaniyor. banka ise eve el koyup isine gelen fiyata satip borcuna karsilik sayiyor ve isin icinden cikiyor.

daha kotusu butun bu yuk altindaki ekonomi toptan donemezse bu sefer de devlet bankalari kurtarmak icin kredi cekmeyenler de dahil herkesin cebindekini alip bankalari fonluyor. burada da tuketim icin kredi cekenler yuzunden butun herkes fakirlesiyor ve herkesin gelecegi bankalara peskes cekilmis oluyor...

ek: mevcut hukumet bankalarin kredi geri cagirmasina izin vermiyor. onun yerine baska araclarla kompanse ediyorlar. bankalarin da canina minnet. ikisi ortaklasa secmeni urkutmeden cebini bosaltmis oluyorlar. bu durum son zamanlara kadar milletin de cok hosuna gidiyordu. sonra ekonomi donmez oldu. fiyatlar baskilanamadi. secmen hala kendi eliyle kendini nasil zarara soktugunun farkinda degil. kolay kolay da sorumlulugu uzerlerine alacaklarini sanmiyorum. sucu atacak bir metafizik soylem gelistirirler diye tahmin ediyorum.

Çizim görseli olsa daha iyi fikir verilebilir.

makinelerin genellikle saatlik ücreti vardır. ona göre çalışır yani malzemeye bağlı değil. tabi malzemeyi senin getirmen durumunda bu mevzu çalışıyor.

başka başka firmalara sor. illa biri ucuz fiyat verir birde fiziken yanlarına gidersen genellikle daha ucuza kestirirsin.

Ufak şeylerse uğraşmak istemedikleri için yüksek fiyat çekiyor olabilirler. Bana da lazım olmuştu. Çalıştığım iş yerinin yanındaki lazerciye kendim gittim sallamadı. Daha sonra iş yerinde onlara sipariş geçen arkadaşa söyledim 1 saat içinde komik bir fiyata halloldu.

Pleksiciler de çok yapıyor. Dükkan boş, beğenmeyip uğraşmıyorlar. Her defasında 10 dükkan geziyorum.

Sordugum firmalardan bir tanesi direk malzeme satan bir firma. En pahali fiyati da o verdi. Ustelik bu sadece kesim ucretidir diye belirterek.

acaba olculerini mi yanlis anladilar diye dusunuyorum.

mesela 30mmx30mm bir kare parca var. 15mm kalinliginda bir palakadan kesilecek, ortasinda da 15mm capinda delik acilacak. bu kadar basit bir parca icin tanesine 90 lira sadece kesim ucreti diyerek teklifte tek tek belirtmisler. kac saat suruyor 3cmx3cm kare parcayi kesip ortasindan delmek? toplamda irili ufakli 21 parca var. bazilari elbette daha mesakkatli parcalar, ama bu firma mesela totalde 2600 liralardan bahsediyor.

canim skldi. kendim oturup manuel frezede mi isleyim yani hepsini?

Dosya değil de ekran görüntüsü demek istemiştim.

Kare gibi basit bir şekli şerit testere ile de kestirirsiniz. Lazer kullandığınıza değmez. Lazer genelde karmaşık şekiller için kullanılır. Örnek olarak bir sacda 50 tane delik varsa lazer kullanılır. Tek deliği el matkabıyla bile açarsınız. Şehir belirtmemişsiniz bir de.

lazer kesim için özellikle alumınyum kesim diğer malzemelere nazaran daha pahalıdır. hatta bahsettiğiniz kalınlıklar oldukça riskli.

sebebi; alumınyum malzemenın yansıtma oranı çok yüksek bu lazerin camını çok çabuk etkiler. sizden 1 birim kesim ücreti alır iken cam yandığında camın fiyatı abartısız söylüyorum 100-150 birim. peki bu riske girmeye değer mi? bence değmez. büyük ihtimalle firmalarda bu şekilde düşünüyor. fakat şansınızı deneyin bir çok kesim yapan firma var teklif alın uygun bir lazerci bulursunuz.

Sizin sayınız çok az. Büyük ihtimalle sayı az olduğu için fiyat yüksek. Normalde herhangi bir parçadan 100 tane isteseniz fiyat bayağı düşer. Bu kadar küçük parçaları sabitlemekle, kontrol etmekle büyük yerler uğraşmaz. Çünkü makinede iş varsa o iş bırakılıp bu kadar az işle uğraşılmaz. Siz bence küçük yerlere sorun.

15MM kesebilecek lazer bulmakta zorlanabilirsiniz. Lazer makinesinin saatlik ücreti 60€. Bunun üzerinden hesaplama yaparsak ekteki görselleri parçaların kedimi 10 dakika sürecektir maks. 150 TL ham maliyet bulunmakta kesim için.

Buna ek olarak parçalar pürüzsüz çıkmayacağı için köşelere tesviye yaptırmanız gerekir. Aldığınız rakam nedir?

@kablelvuku lazer icin bir firma sadece kesimine 2600 lira teklif verdi. malzeme icin de istersem ayri teklif vereceklermis : )

baska bir firmadan da sujeti icin 1600 lira teklif geldi. ben de kesmeye maksimum 250-300 lira gibi isterler diye dusunuyordum. malzemeyi de kestirecegim yerden alirim ekstra kargo/tasima masrafi ugrasi olmaz diye dusunuyordum. sonucta malzemeden ayri kar edecekler, kesimden ayri...

ayrica bundan biraz daha buyuk bir projem daha var. yine kucuk ama duruma gore ona da teklif alip birlikte halletmeyi dusunuyordum.

15mm yalniz 1 parca icin gecerli o da basit bir parca iste resimde gorunen "No: 3"

parcalar +-200 mikron hassasiyetinde kesilse yeterli.

edit: daha once "siyah sac" kestirdigim lokal bir firma vardi. Epey uygun fiyatlarla calisiyorlardi. Ilk onlara gittim, fakat onlar biz 6mm'den kalin kesmiyoruz vs diyerek kestirip atti. Muhtemelen onlar icin biraz ince bir is, dolayisiyla ugrasmak istemediler. genelde demiri fason kesip isliyorlar.

Lazer kesimde sayının o kadar önemi olmaz. Kalıplı bir iş olmadığı için kalıp sök/tak süresi olmaz. tüm parçaların çıkarılacağı bir adet plakayı makineye bağlayacak, bir köşesinden parçayı sıfırlayacak, hepsi bu. dolayısıyla parça sayısı çok olunca parça bağlama ve sıfırlama süresi de sayı oranında artar. özetle lazer kesimde seri üretim mantığı olmaz maliyet açısından.

ekran görüntüsüne baktığımda tüm parçalar ayrı ayrı plakalardan kesilecekmiş gibi düşünmüş olabilir teklifi veren firmalar. tüm parçaları bir tane plakaya yanaşık şekilde dizip plakanın da ölçülerini yazarsan tek plakayı bağlayıp hepsini çıkartırlar tek seferde. yani örneğin 4 adet olan parçaları 4 tane olarak çizmek lazım. bir tane çizip bundan 4 tane çıkartılacak dersen adam onu plakaya yerleştirmekle uğraşmamış olabilir. sen tümünü tek plakaya çiz ve tek iş kesilecek diye teklif iste.

makinelerin saatlik ücreti vardır +1

bu saatlik ücret de makinenin yatırım bedeli, amortisman süresi (genelde 10 yıl alınır), ülkedeki faiz oranı, makinenin harcadığı enerji, elektrik fiyatı, operatör saatlik ücreti gibi bazı değişkenlere bağlıdır. makine büyüdükçe ve özellikleri arttıkça saatlik ücreti de artar. bu nedenle piyasada nispeten küçük ya da pek özellikli olmayan, hatta bulunabilirse amortisman süresini doldurmuş (10 yaşından büyük) makine bulabilirsen bunun saatlik ücreti daha düşük olacaktır.

makine saat ücretiyle toplam kesim hattı uzunluğunu makinenin kesim hızıyla çarparsan fiyat aşağı yukarı çıkar.

son olarak benim bildiğim kadarıyla 2D lazer kesim cihazlarının hassasiyeti ±1 mm olur. ±0,2mm çok iddialı bir tolerans olabilir.

@himmet dayi parcalari tek tek dosya olarak cikardim, adetleri, numaralarini ve kalinliklarini dosya ismi olarak yazdim. Ek olarak bir parca listesi koydum. tek yapmalari gereken her bir parcayi import edip kac taneyse yan yana kopyalamak.

Kendim dizmedim cunku kendi alistiklari (ve tabi makinelerinin uygun oldugu) bir tolerans var. Ben dizersem ya cok yakin ya cok uzak olabilir. buraya koydugum resim export edilmemis haliyle toplu gorunuyor.

dosyaya bakamadım ama bu tip kesim işleri pahalı. size has bir durum yok. malzemenin kendisi de pahalı. şöyle bi detay vereyim hurdasını siz alın. biz öyle yapıyoruz eğer metraj fazla işe maliyetinizi çok aşağılara çekecektir.

@turbo sadik pahali derken ben belli bir kar etmelerine karsi degilim ama bunlar pahalinin otesinde fahis kar pesindeler. malzeme 500 liraysa kesimi 2500 olamaz. hele adama maliyeti 150 lira olan kesimden 2350 lira kar edecekse 500 liraya sattigi malzemeden de 250 lira kar edecekse...

400 liralik maliyeti olan mal ve hizmeti 2900 liraya nasil satarlar? 10dklik isten 1 adamin 15 gunluk maasini cikariyorsa herkes isi gucu biraksin lazer makinesi isletsin. Ben de 10 tane kesim isi yaptiracagima alirim bir lazer. Kendi isimi de yaparim, baskasina da calisirim.

Şöyle bir durum var farklı kalınlıklar olduğu için her biri için tezgaha alıp plakaları ayrı ayrı ayar yapacak eğer mümkünse tek bir kalınlıktan tasarım yapabilirseniz fiyat düşer.
Eğer daha ince (1-6mm) olsaydı galvanizli sac önerirdim daha uygun fiyat olması açısından.
Eğer ağırlık sorun olmazsa alüminyum yerine siyah sac tercih edip gerekirse galvaniz yaptırtmak daha ucuza mal olabilir. Hatta Sprey çinko belki.
O kalınlıkta dediğiniz tolerans tutmayabilir o da ayrı bir konu.
Fiyatta yüksek olsada çok abartı gelmedi bana pek tek iş için böyle çalışıyorlar.

@kararsızataletfilozofu Yani bir plakayi kaldirip indiriyor sonra da lazerin hizini ve gucunu degistiriyor diye o kadar para isteklerini ben zannetmiyorum.

Ayrica verdikleri fiyat isin buyuklugune gore de acikca fahis.

Firma bu tarz "kucuk isler"i umursamiyor olabilir, tabi ona diyecek sozum yok. kendileri bilir. Fakat bu firma benim gibi kucuk proje sahiplerine hitap eden bir malzeme firmasi. Kim bu fiyatlari kabul eder bilemiyorum. Aklima gelen diger durum muhtemelen bunlar bir baska firmadan fiyat alip bana oyle fiyat verdiler. Fiyat aldiklari firma da isi kucuk bulup normalin 2 katini verdiyse bunlar da aldiklari fiyati direk x2 yapmis olabilirler. boylece bana 4x-5x fiyat ile donus yapmis oldular.

Ben parcalari inceltmek istemiyorum cunku kesimden sonra belli parcalara tekrar kalinliklarindan delikler acip vida ile bazilarini monte etmem gerek.

Dostum gözden kaçırdığın bir yer var. Malzeme fiyatı ile makine fiyatı bağlantılı değiller. Yani "malzemesi 400 lira, proses fiyatı nasıl 2900 lira olur?" mantıklı bir argüman değil maalesef. Tabii ki bu işlem çok pahalı geliyor olabilir. Ancak yukarıdaki cevabımda belirttiğim gibi bu makinenin saatlik fiyatının hesabı vardır. Teklifi de buna göre yapıyorlardır.

Sen düşük hacimli ve uzun vadede o firmaya deli paralar kazandırmayacak bir iş istediğin için iskonto da yapmıyorlardır haliyle. İşi ucuzlatmak için proses süresini azaltacak iyileştirmeler yapman lazım. Diğer bir seçenek de yukarıda dediğim gibi yatırım maliyeti düşük, yaşı büyük (amortismanını tamamlamış), hacim olarak çok büyük olmayan makinesi olan firmaları bulmalısın.

Guncelleme olsun: Bugun bir tanidik vasitasiyla bir lazer kesimciden uygun bir teklifi nihayet aldim. Yukaridaki onerilerde oldugu gibi mesela tek plakaya indirsem belki aldigim teklifin yari fiyatina da kestirebilirdim, fakat teklif yeterince uygun oldugu icin uzerinde durmadim. Toplamda KDV dahil 450 liraya butun projeyi kesecekler.

Tabi malzeme acisindan yine de ihtiyacimin cok daha fazlasini almak durumunda kaldim. Malzemecilerin kucuk parcalarla ugrasmak istememesini kismen anliyorum. Artan malzeme daha sonra isime yarayacagi icin problem degil zaten.

ilgilenen, yorum yapan, cevap verenlere tesekkurler. sonraki cizimler icin mumkun mertebe tek plaka tasarim yapmaya ozen gosterecegim.

Projenin ne olduğunu bilmiyorum ama bahsettiğiniz kalınlıklar amiyane tabiriyle boru değil, eğer eğim radüs vs. gibi çizimde atıyorum 15mm kalınlıklı levhada min 15mm radüs kesebiliyor gibi gibi kısıtlayıcı şeyler var birincisi.

ikincisi paslanmaz çelik ve alüminyum arasında çok bir fark olmayacaktır, lazer ikisini de kesiyor ancak alüminyumun yüzeyinin parlaklığına göre biraz sıkıntı çıkarıyor. Eğer uygun fiyatlı bir yer arıyorsanız Ankara ise yönlendirme yapabilirim. Sevdiğim bir abim var ama bahsettiğiniz et kalınlığı gerçekten kalın. bilmiyorum o ebatta kesim yapıyorlar mı, ben dkp sac kestiriyordum.

Onun dışında tavsiyem delrin veya polyamid levhadan kesim de düşünebilirsiniz. Akrilik, polikarbonat levha da düşünebilirsiniz(tabi mukavemet ne derece önemli bilmiyorum sizin için. bu ikisi cnc router ile de, lazer ile de kesiliyor.

Şöyle bir çözüm de geldi aklıma, eğer vidalama falan imkanın varsa, atıyorum 5mm plakadan 3 tane kestirip üstüste birbirine vidalayarak bi nebze ucuzlatabilirsin maliyetini. 5mm 3 tane kesmesi, 15mm 1 tane kesmesinden daha ucuz olacaktır.

bence sistem şu şekilde işliyor. kişi "m" ile başlayan birini aratıyor. o sırada altta "m" ile başlayan tüm kişiler ve doğal olarak siz de çıkıyorsunuz. linkedin de sanki sizi de aratmış gibi size bildirim gönderiyor.

isimle arama yapmiyorlar ki sadece. pozisyon, sirket, keywordlerle arama yapildiginda da sonuclarda cikiyoruz.

illa birmilyo nunvarmi diye aratmasına gerek yok. herhangi bir aramada listede sen çıkarsan o "şu kadar aramada göründünüz" listesine çıkarsın. atıyorum sadece soyadını yazmıştır arayan kişi, ya da soyadının başlangıcını yazmıştır, yine girersin o tabloya.

Aramalar gercek, cogu zaman aramalar isimle yapilmiyor zaten.

Ornegin data diye aratinca title'inda data architect, data scientist vs ne varsa geliyor.

İzmir'deki nasıldır bilmiyorum ama Bostanlı starbucks'ın az ilerisinde (tramvay yolu üstünde) cleopatra ink var. Orası efsanedir. Fiyatı yüksek olur.

daha teknik detaylarla anlatabilecek olan vardır muhakkak ama doları dizginlemek için yakılan paralar tükeniyor artık muhtemelen.

abd faiz artırdı, bizim cdsler yükseliyor. şu an kuru arka kapı satışları ile tutuyorlar ama sanırım biraz yukarı gitmesine izin verecekler. 15-16 arası gibi.

Bizle pek alakalı değil. Dolar endeksi artıyor. Yani dolar diğer büyük para birimleri karşısında da değer kazanıyor.

tr.investing.com

Kendin oturmayacaksan 10 yıl olmadan çıkaramazsın. Sadece kiracı isterse kira sözleşmesinin yıl dönümünde ihbar süresine uyarak çıkmak istediğini bildirim sözleşmeyi fesheder. ev sahibinin 10 yıldan önce sözleşme fesih hakkı yok. Sadece kendisi, alt soyu, üst soyu ya da bakmakla yükümlü olduğu biri oturacaksa sözleşmeyi feshedebilir.

@himmet dayi kiracının oturduğu eve ev sahibinin kendisi yerleşecek.

Sözleşme feshi için sözleşme dolma tarihinden en az 15 gün önce yazılı bildirimde bulunman gerekiyor. şu an bildirimde bulunursan kiracının 1 yıl daha oturma hakkı oluyor. çünkü zaten ihbar süresini geçmişsin. 15 gün önce yazılı bildirimde bulunsaydın sözleşme bitiminde kiracı evden çıkardı. Şu an kiracı istemezse 1 yıl daha çıkmayabilir. Kiracı ile anlaşırsan erken çıkar tabii.

Söze güvenmeyip, noterden ihtar çekmeniz gerekiyordu.

Eğer noterden ihtar yoksa, sıkıntılı. Zaten dava etseniz, minimum 1 sene sürer. Anlaşma yoluna gidin, anlaşmaz ise kira artış davası açın ve önümüzdeki sene kontrat süresinden en az 1 ay önce noterden ihtar çekin.

Kiracıya, kendi ihtiyacınız için evi boşaltması için, noterden ihtar çekerseniz ve evi boşaltmaz ise, dava ve avukatlık ücretini alabilirsiniz.

Bir avukata danışmanızda fayda var.


.

geç değil, belirli süreli sözleşmelerde, sözleşme , sözleşme bitiminden 1 ay içerisinde tahliye davası açabilirsiniz. her en kadar kanunda çelişki olup, sözleşmenin otomatik uzayacağı belirtilse de, kanunda sözleşme bitiminden itibaren 1 ay içerisinde dava açılmasını kabul etmektedir.

www.lexpera.com.tr

1/7.

haftada 1-2 kahve anca içiyorum..
günde 3-4 kahve içenlere asla anlam veremem bana çok fazla geliyor. çay içer gibi kahve içiyolar.

gunde 1 tane iciyorum genelde. haftasonlari cogunlukla sifir.

ev arkadasim starbucks tarzi kahvecilerden kahve alip moka pot denen seyde yapiyor, onu iciyorum. daha fazla bir bilgim yok :)

4-5 bardak
Bunun 3 bardağı filtre, kalanı granül ya da Türk kahvesi. Dışarda içeceksem flat white.

400-500 ml civarı içiyorum.
Full manuel V60'ta demliyorum, pour over yani.

Günde 1-2 küçük kupa americano içiyorum, bu aralar sadece 1 tane içiyorum çoğunlukla. Hava sıcaksa buna bir tane de iced americano ekleniyor ya da sıcak kahve hiç içmeyip 2-3 iced americano içiyorum. Bu evde, normal bir günde içtiğim.

Arkadaşlar uğrarsa ya da ben dışarı çıkarsam fazladan 1-2 kahve daha (americano, filtre ya da biri yaparsa Türk kahvesi) içiyorum.

Ek olarak çay, kola gibi diğer kafeinli içecekleri neredeyse hiç tüketmiyorum.

Yurtdisindayken gunluk 3-4 espresso(illy)turkiye ye geldigim zamanlarda sabahleyin tek orta boy kupa filtre kahve(sumatra)

günde 1-2 bardak. evde filtre kahve oluyor makinede veya v60'ta. dışarıda ise genelde espresso bazlı kahveler oluyor.

ne yazık ki sadece kalktığımdan öğlene kadar(saat 9 ile 1 arası) 3-4 kupa içmiş oluyorum. yatana kadar 8i buluyor. ortalama olarak bakarsak gün içindeki bu kahvelerin yarısı filtre kahve, yarısı neskafe gold oluyor.

nescafe gold içiyorum, şekersiz.

3-4 bardak, o da 600-800 ml yapar.

3-4 kupa, filtre

Sabah 2 fincan sutsuz sekersiz filtre kahve, cogu zaman okulda da bir latte.

Sıfıra yakın. Ayda belki 1 defa. Kahveyi sevmem

Değişiyor, artıp azalabiliyor. Şu sıralar sabah ve öğlen 2 fincan türk kahvesi bir de gün içinde bir yerlerde bir kupa nescafe.

Çalışmadığım günlerde evde sabah bir fincan türk kahvesi gün içinde de iki kupa filtre kahve.

Yazın sıcak kahve içmiyorum çok örneğin, filtre kahveyi buz dolu bardağa boşaltıp içiyorum böyle zamanlarda gün içinde 3-4 bardak kahve içiyorum.

Kışın ortasında da 4-5 kupa filtre kahve içebiliyorum yeri geliyor. Ondan sonra çarpıntım başlıyor ve azaltıyorum. Döngü böyle gidiyor.

ben türk kahvesi ve nescafe içiyorum, günde 6 7 büyük kupa içiyorum ama yarım litrelik bardağa koyduğum kahve miktarı yaklaşık yarım tatlı kaşığı oluyor.

yani yoğunluğu çok düşük.

sütsüz ve şekersiz içiyorum, yaz olursa aynısını buzlu olarak yapıyorum.

sabah 1
aksam 1
soguk cortado

hafta içi; home ofis çalışırken, sabah 1 tall americano, ofiste çalışırken, sabah 1-2 grande filtre kahve, öğleden sonra 1 türk kahvesi.

hafta sonu; sabah 2 tall americano, öğleden sonra 1-2 grande cappuccino .

Hafta içi sabah, öğle 16:00, akşam toplam 3 bardak filtre kahve.
Hafta sonu kafein detoksu için sadece akşamları.

Direkt Bruce +1

öğütmeyi de kendim yapıyorum. Kahveyi sanalbaharat diye bi siteden aldım. Fiyatına göre çok iyi. Öneriyi buradaki bi duruyurdan almıştım.

www.eksiduyuru.com @hadi ya la

sabahları bir kupa şekersiz filtre kahve. nadiren akşam üstü ikinciyi içerim.

haftada 2-3 belki.

en az 2 büyük bardak. (800-1000 ml ++)

americano / filtre kahve.

3.

Sabah americano, öğleden sonra ve akşam latte.

günde 1-2 orta boy şekersiz ve sütsüz americano ve/veya filtre kahve.

400-450 ml filtre kahve

Evde 1 ya da 2 tane aeropress sert kahve.

Is yerinde de, kötüsünden filtre kahve. 1-2 kupa.

Disarida, simariklik kahvesi, 1 espresso ya da espresso bazli icecek. Her gün degil, haftada 2-3 kere.

00.30'da gümüşsuyu perondan kalkıp bostancıya giden 129T var. Bundan daha geç ise taksi dolmuşlar var. Ya da bir şekilde metrobüse ulaşıp onla gidersin. Metrobüs 24 saat çalışıyor.

Sarı dolmuşları da tercih edebilirsin

B1-B2-B3-B4'e sırayla 1-2-3-4 yaz,
B5'e =B1 yaz ve 600. satıra kadar aşağı çek. 600. satıra kadar 1-2-3-4 olacak B sütunu.
Sonra filtre ekle. Sadece 1 yazanları süz. Onları kopyala bir sütuna, 2'leri süz diğer sütuna, 3-4 diye ayrı ayrı kopyala yapıştır yaparak oluşturursun.

i20 Türkiye'de üretiliyor. Bayilerde olma ihtimali var. Yarın yakından başlayarak bayileri arayıp sormak lazım.

Bayilerde sıfırı bulunmadığı için 2. el fiyatları sıfırından yüksek zaten. Bekleme süresi 4 ay civarında oluyor.

Bu arada sıfır araçlara %25 zam geleceği söyleniyor. Onun da etkisi olabilir bayilerde bulamamanız. Yani muhtemelen 400bin tl civarına alabileceksiniz.

tek tek arayıp soracaksınız. bazen hazırda araç oluyor bazen de 1-2 ay sonrasına verebiliyorlar. hazırda araç varsa direkt alırsınız yoksa da kaporayla kapatırsınız aracı.

Araç yok olsa da sitede yazan fiyattan satmıyorlar bayinin giderleri çok yüksek abi o fiyattan satamayız diyerek. Bugün arayın sorun zaten 10-25 tane bayisi var hyundainin istanbulda. En fazla bayi istanbulda o yzden istanbulu örnek verdim. Nisan ayında aradığımda istediğim paket için bayramdan sonra gelecek deniyordu bazısı haziran diyordu. Aramanız lazım yani

Bu arada kaporayla kapatsanız bile fabrika bayiye fatra kesene kadar fiyat değişir yani sennbugün kapora verdin üretim haziranda bittyse fiyat haziranın fiyatı oluyor. Her türlü zammı yiyorsunuz yani